Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | su sağlamak | supply water f. | ||
So let the EU supply water to Afghanistan, show responsibility and contribute to a more peaceful world. Bırakın AB Afganistan'a su sağlasın, sorumluluk göstersin ve daha barışçıl bir dünyaya katkıda bulunsun. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | su yüzünde yüzerek bir yere gitmesini sağlamak | float f. |
Colloquial | ||
Konuşma Dili | yamaçta su akışını sağlamak için yol boyunca yapılmış küçük bir sırt veya boşluk | thank-you-ma'am i. |
Idioms | ||
Deyim | pompanın su çekmesini sağlamak | fetch a pump f. |
Technical | ||
Teknik | su geçirimsizliği sağlamak | seal f. |
Botanic | ||
Botanik | su püskürtmeyi kolaylaştırmak ve daha fazla güneş ışığı almasını sağlamak için ortası açık kalacak şekilde yetiştirilip budanmış | open-headed s. |
Engineering | ||
Engineering | hindistan'dan su yolu sağlamak için inşa edilmiş baraj | annicut i. |